Taymis Kıyıları
Türk yazınına anı, fıkra, inceleme türlerindeki betikleriyle önemli katkısı olan Falih Rıfkı Atay’ın, gezi türünde de önemli önemli yapıtları var. Taymis Kıyıları, yazarın, ufuk açan gözlemlerinin yanı sıra, içinde bulunduğu çağın olumsuz koşullarının nedenleri üzerinde gezinen bir yaklaşımı da içeriyor.
Ateş ve Güneş adlı ilk betiği 1918 yılında yayımlanan Falih Rıfkı Atay, 1930 ve 1946 yılları arasında yayımlanan dokuz gezi betiğiyle edindiği deneyimleri halkıyla paylaşmayı önceleyen bir Türk aydını.
Ankara’da 1934 yılında basılan Taymis Kıyıları, yapıt hakkında Falih Rıfkı Atay’ın sunuşuyla başlar; yurduna yurttaşına inanmış, sevgi dolu, ızdıraplı bir aydının ümit dolu çığlığıyla son bulur:
“Ertesi sabah Türk sularında uyandım. Beyaz kanat gibi dalgalı, bahar köpüğü içinde mavi deniz, bizim deniz… Sevinç gibi bir hava, kız sesi gibi bir rüzgar, Rus dağlarında soğumuş, Karadeniz’de yıkanmış, İstanbul bahçelerinde kokulanmış, Akdeniz’e bu mevsim havası bir haber gibi geliyor.
Dostlarım, size ümit, iman ve cesaret getiriyorum. Emperyalizm dalgası geçecektir: Sincan köyü, geniş koruları içinde, yeşil bir çiftçi yuvası olacaktır. Çıcuklarımız, iki yüz elli bin nüfuslu Ankara’da mesut doğacaklardır.
Harp için bin kanat, bir milyon kol,
Sulh için yüz büyük baca, günde elli milyon iş saati,
En aşağı beş yüz milyon liralık bir iş ve para bütçesi,
Her yeşil Türk köyünde berkaç dükkan!
Fiyatını mı soruyorsunuz?
Ahlak ve İrade!
Size 1918’de Anadolu müdafaasının maddi ve manevi masrafının bir avrupa hesabı, borsa ve banka düsturlarıyla bir tablosunu çıkarsaydım, siz de kahramanlarımıza deli derdiniz.
Şimdi işimiz daha karışık, daha zor ve daha pahalı değildir.
Asıl sermaye büyük milli kurtuluş harbinin ahlakı, imanı, cesareti ve feragatidir.”
Okur Görüşlerine Açık Sayfa