Taymis Kıyıları
"Şimdi işimiz daha karışık, daha zor ve daha pahalı değildir. Asıl sermaye büyük milli kurtuluş harbinin ahlakı, imanı, cesareti ve feragatidir."
"Şimdi işimiz daha karışık, daha zor ve daha pahalı değildir. Asıl sermaye büyük milli kurtuluş harbinin ahlakı, imanı, cesareti ve feragatidir."
Rize’de çaylıkların arasında sessizce yatan, büyük hesap gününü bekleyen ata, dede kabirleri vardır. İnsana bir garip gelir önce bu. Her gün burun buruna, yan yana geçmişinizle birlikte olmak nasıl bir duygudur, anlamakta zorlanırsınız.
"Biz, şimdi kırkına yaklaşanlar, Osmanlı imparatorlu ğunun son gençleriyiz. 1914' de üç, beş, yedi yaşında bulu nan çocuklar, bugün yeni Türkiye'nin gençleri olmuşlardır ve hatırlarında imparatorluktan hiçbir iz kalmamıştı. işte onlara, saltanatın, Suriye' de, Filistin ve Hicaz' daki son yıllarını anlatmak istiyorum"
Gagauzya’da ceviz ağaçlarına, Kabil’de bir kilime bakarken; Prizren’de bir tekkeyi, Gürcistan’da bir kaleyi ziyaret ederken; Sudan’da bir hastane de, güzel gözlü insanları tedavi ederken Ayşe Filiz Avşar’ın içten anlatıları, okura şunu düşündürtüyor: Vardığın her yere vatanım mı dedin?
Severek, zevkle okuduğum, kitapçı dükkânlarının görünmeyen yerlerinde, bir kıyıda kalmış, fark edilmeyi bekleyen kitaplardan biriydi, Bir Çay İçiminde Türkmenistan.
Gezmek, yeni yerler görmek, değişik bölgelerde yaşayan insanlarla tanışmak, sonradan kazanılan bir alışkanlık mı yoksa yaratılıştan gelen bir özellik mi?
6 Ekim 1948 gecesi, saatlerin tam biri on iki geçerken durmasına yol açan ve merkezi bu günkü Aşkabat’ın 25 km güney doğusu olan deprem, 130.000 nüfuslu şehirde, sadece 20.000 kişiyi sağ bırakır.
Türkmenistan, masal dağının ardındaki bir ülkedir ama şimdiden sonra masal değildir.