Okudukça Merak Ediyorsunuz
Bir Çay İçiminde Türkmenistan kitabını merak ediyorsunuz. Bu kitap sadece hatırat, bir seyahatname, toplumbilim ve halkbilimi kitabı değil. Belki de bunların hepsi. Gelecek bilimi de ilgilendiren, güçlü bir gözleme sahip, tahlil yeteneği olan bu ve başka alanların konularına rahatça dokunup geçebilen bir yazarın fikir çilesinin bir ürünü olan bir keşif kitabı. Keşiflerini bir kısmında hasbelkader birlikte olmak bahtiyarlığını yaşadığım yazarın bu eserini merakla bekliyordum. Bir solukta okuduğumu itiraf etmeliyim.
Âlemdeki her şey keşfedilmeyi beklemektedir. Yaratan’ın, Varlığı bilinmek maksadıyla yaratmasının bir sonucudur bu. İnsan yaratılanı tanıyıp öğrendikçe, bildikçe yaratana ulaşır. Çünkü “Alemlerin en şereflisi” olan insana aşk lütfedilmiştir. Sevdikçe yücelir o. Yaratılanı sevdikçe çilesi de artar. Sevgiliye yaklaştıkça, sevdiği, kapısına kul köle olmak istediği ondan kaçar. Onun için sevdiklerimiz için mücadele etmeli kahır çekmeli, uykusuz geceler geçirmeli, nice meşakkatlere boyun eğmeliyiz. Bütün bunlardan sonra sevgili yine kaçıyormuş ne gam. Belki de kavuşmak değil de ayrılıktır onun nasibine düşen. Sevgiliye hizmette sınır yoktur. Sınırsızca sevmek ve çalışmak gerekir.
Elinizde tuttuğunuz kitabın yazarı keşfedilmeyi bekleyen yaratılanı keşfe çıkıp fikir çilesi çeken muzdariplerdendir. Türkiye’nin sinesinden çıkarken, o sineden olabildiğince beslenmiş, dikkatini ve yeteneğini yerinde kullanmış bir dost. Her dost gibi seviyor; güzel olan, saf olan, haysiyetli olan, bizden olan her şeyi. Milletine sonsuz güven duyuyor. Onun zenginliklerinin farkında.
Bu zenginliklerin nesilden nesile aktarılması için üzerine düşeni yapmak arzusuyla yola çıkmış. Diğerleri oyunda oynaşta iken o bitmek tükenmek bilmeyen hazinenin içinde büyük bir keyifle yol almış. Her şeyin ve herkesin köleleştirilmeye çalışıldığı bir dönemde, dikkatini Yaratan’ın övdüğü milletine çevirmiş. Vaktini öylece geçirmek, gününü gün etmek yerine ulusunun geçirdiği kara günlere, bunlardan alınabilecek derslere dikkatini odaklamış. Geleceğe ışık olmaya soyunmuş, ele aldığı her konuyu büyük bir vukufla en derin tahlillerle donattığı halde, okuyucuyu yormayan nefis tahlillerle işlemiş. O, milletini tanıyan, ona güvenen, haysiyetli duruşun nasıl mümkün olabileceğini gösterebilecek kadar edebi yeteneği olan, bir toplumbilimci gibi tahlillere sahip, bir halkbilimci gibi derlemeler yapabilen bir kalem.
Bu kitabında Türkmenistan ve Aşkabat’ı anlatıyor. Bir Çay İçiminde Türkmenistan, Türkiye’den gidip de bir Türkistan şehrinde belirli süre bulunan aydınlarımızdan okuduğum önemli kitaplardan biri. Gidip de eli boş dönmeyen, vaktini küçük hesaplarla geçirmemiş bir dost Ahmet Kömeçoğlu ve kendiliğinden edindiği görevini de bana göre hakkıyla yerine getirmiş. Türkistan’a yönünü çeviren her Türk’ün, hele hele her Türkmen’in mutlaka okuması gereken bir yapıtla karşımızda.
Yazmak, kutlu ve zor bir iş. Bizzat yaşanmış ve tespit edilmiş gerçekleri, derin bir dikkatin imbiğinden geçirirken, estetiği ve muhtevayı bu kadar zengin tutmak kolay değil. Okuyacağınız bu kitabı kolay kolay benim gibi elinizden bırakamayacağınızı söylemek istedim.
İyi okumalar…
Okur Görüşlerine Açık Sayfa