Berlin’de Dondurma Buuuz!..
Biraz olsun bu yaban elden kurtulmak isteğiyle, tarihi bir kent olan Postdam’a gitmeye karar verdim. İyi ki de vermişim; neler gördüm neler…
Biraz olsun bu yaban elden kurtulmak isteğiyle, tarihi bir kent olan Postdam’a gitmeye karar verdim. İyi ki de vermişim; neler gördüm neler…
Altaylardan gelerek burayı yurt edinen soydaşlarından yüz yıllar sonra İsveç’i yeniden yurt edinirler. İsveç’in Karlshamn, Karlskrona, Örebro, Askersund kentlerinde yaşayan insanların bir bölümü, hala Türk geleneklerine benzer bir yaşam sürdürüyorlar.
Bu tepelerin arasında bir doğum yaşanıyor, sancısız, sessiz. Bir doğum yaşanıyor, dünya kurulduğundan bu yana süren ve dünyanın son bulacağı güne kadar sürecek.
Ani harabelerinin son bin yılının Türk devletleri hâkimiyetinde geçtiği düşünülürse, atalarımızın tarihe ve tarihi eserlere ne kadar saygılı olduğu, kıymetli eserleri korumada ne kadar titiz davrandığı görülür.
Şeytan Kalesi de Sümela Manastırı kadar muhteşem bir yapı. O küçük tepeye böyle bir yapı o günün şartlarında nasıl yapılmış, insan aklı izah etmekte zorlanıyor.
Ankara’nın tarihi bir kimliği var, fakat bu kimlik çok hızlı yıpranıyor. Bu kimliği koruma adına yapılanlar ise hem yeterli değil, hem de arabesk bir görüntü oluşturuyor.
Girdiğimiz mezarlıkta Müslümanlar için Kur’an-ı Kerim ve dualar okur, gayrı Müslimlere toprağı bol olsun deriz. Mezarlıklar kalpleri törpülüyor, hisleri yağmur dolu bulutlara çeviriyor.
“Deli Mustafa ve komutanı Ömer Paşa, aynı İsveçli kıza âşık olurlar. Sevdikleri kız uğruna iki erkek kıyasıya kavgaya tutuşurlar. Deli Mustafa komutanı Ömer Paşayı hançeriyle öldürür. Deli Mustafa yargılanır ve Karlshamn kalesinde idam edilir.”
Ankara’yı Türkiye Cumhuriyetinin başkenti yapan onun, Türk yurdundaki her yere merkez olan konumu ve Türk töresince yaşanılan geçmişinin kıymetli değerleridir.