Sultan Raev
Yazar, çeşitli üst düzey devlet görevlerinde sorumluluk almış, Cumhurbaşkanı danışmanı, Başbakan danışmanı olarak uzun yıllar yurduna yurttaşına hizmet etmiştir
Yazar, çeşitli üst düzey devlet görevlerinde sorumluluk almış, Cumhurbaşkanı danışmanı, Başbakan danışmanı olarak uzun yıllar yurduna yurttaşına hizmet etmiştir
İran’da yaşayan genç kuşak aydınlardan Leyla Norouzi, bulunduğu coğrafyadaki yazıcılar hakkında, bilgilendirici bir yazı dizisi kaleme aldı.
Bir insan yurdunu, yurdunun insanını, toprağını, dağını taşını, ağacını, tohumunu, çiçeğini, denizini, adasını, güneşini, bulutunu ne kadar sevebilir, sorusunun cevabını bulmak için okunmalı.
Ayrılık şarkısının ünü ve etkisi, onu bir şarkıdan fazla hale getirip, Türk efsanelerinin bir parçası olarak anımsatmaktadır.
Bu suyu sizin için getirdim efendim. Fakat bir de prensesi seviyorsanız suyu ondan bekleyin. Ben gönüllere tek başıma hükmetmek isterim. Uğrumda ölenlerin idamla veya susuz kalarak can vermeleri bana aynı derecede zevk verir. Güntülü bunları söyledikten sonra bardağı çevirerek suyu yavaş yavaş yere boşalttı ve Selim'in
Akşam üstüydü. Güneşin son ışıkları Han Camilerinin minarelerinden inip harem kulelerini, saray bahçelerini, tepeleri tarayıp batıya çekiliyordu. Tahta bir köprünün korkuluğuna dayanıp bunun kıyısında cenk oyunu oynayan çocukları seyrettim. Onların oyununa bakıp bütün Bahçesaray’ı düşünüyordum.
Tebriz doğumlu Türk şair ve yazar Rıza Baraheni, ortaya koyduğu kimlikli yapıtlarından dolayı, İran yönetimince defalarca tutsak edildi ve yerinden yurdundan uzaklara, sürgüne gönderildi. Suçu: "Eski Doğu'nun yükselişlerini sevdim"
Ahmet Turan Oflazoğlu’nun tiyatro için yazdığı IV. Murat, TRT Kurumunca dizi film olarak çekildi ve televizyon izleyicisiyle de buluştu.
...Sıcak bir ağustos günüydü. Şehrin kenarındaki eve bir araba yanaştı. Arabadan inenlerden biri, babasını Meyirgül ablanın evine getiren Arman’dı. Evin önündeki elma bahçesini görür görmez Akılbek’in keyfi yerine geldi. Kalbi hızla çarpmaya başladı. Bir zamanlar içinde yaşadığı evi tekrar görmek nasip olmuştu. Zaman ne kadar da
Yatağanlar silinir, kılıçlar paslanır, gazeteler susar, kinler unutulur, dudaklar güler. Bu sırada şair başlar…