9. Hariciye Koğuşu
Nüzhet'in yeknesaklıktan bu şikâyeti, fena isteklerin başlangıcı mıydı? Yoksa birkaç günkü dargınlığımızın bir genç kız ruhunda açtığı his boşluğundan yorulması mı?
Nüzhet'in yeknesaklıktan bu şikâyeti, fena isteklerin başlangıcı mıydı? Yoksa birkaç günkü dargınlığımızın bir genç kız ruhunda açtığı his boşluğundan yorulması mı?
Zamanında, ben üç yüz bir yaşında iken iki arkadaşım vardı: Biri kör, biri çıplak. Çakmaksız, namlısız, kundaksız tüfekle bitmedik çalı dibinde, doğmadık tavşan avına gittik.
Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki, bir milletin, bir heyeti ictimaiyenin yüzde onu, yirmisi okuma-yazma bilir; yüzde seksen, doksanı bilmez; bu ayıptır. Bundan insan olanlar utanmak lazımdır.
Fransız katliamlarının ve soykırımlarının karşısında onlarca yıl direnen Cezayir halkının geçirdiği değişimleri anlatan betik Türkiye Türkçesine 1993 yılında çevrildi.
Biz bir kamptan ayrılırken adamlarımın kullanılmış ağaç kabuklarını ve dallarını her zaman yaktıklarını hatırladım. Bunu kötü niyetle yapmıyorlardı elbette, yakmanın zevki hoşlarına gidiyordu, o kadar. Ben de onlara hiçbir zaman engel olmamıştım. Bu vahşi, bizden çok daha insancıl bir adamdı
Türk yazının güçlü adı Cengiz Aytmatov, Stalin döneminin Kırgız Türkleri üzerindeki yıkıcı etkisini Tanabay ve atı Gülsarı izleğinde aktarıyor.
Karaçay Türklerinin sürgünü 2 Kasım 1943 günü başladı ve on dört yıl, iki ay, yedi gün sürdü. Şehitleri Tanrı katına ulaşan Karaçay Türkleri zorluklara dayandı, zalimlere direndi, yaşama dört elle tutundu. Ancak kara günün ömrü uzun olmuştu bu kez.
Beni en çok hayrete düşüren husus, o gün şehirde futbol müsabakası varken, genç savcının bir cinayeti işlemesi, sonra onları ot yığınının altına saklayıp hiçbir şey olmamış gibi tribüne geçip maç seyretmesidir. İşte Özbekistan’da adaleti sağlayan bir savcının hikâyesi!
Diriliş, Savaş ve Barış gibi karmaşık öykülerin yazarı Tolstoy, büyüklerin dünyasından çıkardığı öykülerle kurduğu, çocuklara yönelik yapıtların da iyesi. Onlardan biri dört öyküden oluşan Kafkas Tutsağı.