Eve Doğru
Birinci Dünya Savaşında Rusya için savaşan kuzey Türk’ü bir subayın, Demir Ali’nin izleğinde, Türk yurtlarının ve Türklerin içinde bulundukları durum anlatılıyor.
Birinci Dünya Savaşında Rusya için savaşan kuzey Türk’ü bir subayın, Demir Ali’nin izleğinde, Türk yurtlarının ve Türklerin içinde bulundukları durum anlatılıyor.
Anlaşılıyor ki, ya kitabın yazıldığı yıllarda Türkçeyle kavga henüz başlamamış, ya da yazar bu kavgaya itibar etmeden bildiği, duyduğu, konuştuğu Türkçeyi tercih etmiş.
Lale İslam’ın remzi olmuşsa yani, Türkler de İslam’ı temsil eden bir kimliğe bürünmüştür. Türk denince İslâm, İslâm denince Türk’ün akla gelmesi işte bundandır.
Friedrich Sarre, yakın dostu Avrupa Göz Kliniği Direktörü Dr. A. Osborne ile Alaşehir’den başlayarak Buldan, Denizli, Dinar, Konya, Eğirdir’i kapsayan bazen at sırtında, bazen yaya olarak gerçekleştirdiği uzun ve meşakkatli gezi ve incelemelerinde, İ.Ö. dönem ile Selçuklu İmparatorluğu’nun Xlll. yüzyıldaki altın çağında
Türkmenistan, masal dağının ardındaki bir ülkedir ama şimdiden sonra masal değildir.
Koca Ali yine cevap vermedi. Acı acı gülümsedi. Kızardı. Sonra birden sarardı. Hızla döndü. Bilediği satırların en büyüğünü kaptı. Sıvalı kolunu yüksek kıyma kütüğünün üstüne koydu. Kaldırdığı ağır satırı öyle bir indirdi ki…
Soğuk havada ocakta demlenen çayın leziz tadı nasıl ki damaklarda tat bırakıyorsa, Bir çay içiminde Türkmenistan da benim ruhumda öyle iz bıraktı.
Yazar, farklı kültürel unsurlar üzerinden karşılaştırmalar yaparak izlenimlerini somutlaştırıyor ve yer yer okuyucuyu tarihin derinliklerine daldırıp çıkartıyor.