Bakkal Nuri: Bu Seferlik Benden Olsun!
Sonra kocaman ellerini üzerime doğru uzattı ‘Seni de satacağım! Gel buraya!’ diye üzerime yürüdü. Ayağımla tekmeyi bir koydum, anında yere yığıldı.
Sonra kocaman ellerini üzerime doğru uzattı ‘Seni de satacağım! Gel buraya!’ diye üzerime yürüdü. Ayağımla tekmeyi bir koydum, anında yere yığıldı.
Açtı kitabın kapağını, ‘’şanslı okuyucuma benden bir armağan’’ yazıyordu adının altında. ‘’Şans!’’ dedi ve diğerini aldı eline. ‘’benden şanslı okuyucuma bir armağan’’ yazıyordu bunda da. Bu kitabı da yerine koyup arkalardan bir kitap aldı. ‘’benden bir armağan’’ yazıyordu bunda da.
Koca Hikmet arkalarında yorgun argın, ayaklarını sürükleyerek yürüyor, Ana ise en arkalarında soğuktan titreyen cılız çocuğa bakıp kendine soruyordu: ‘’Allah Allah! Bu gerçekten benim oğlum mu?’’
Yanında donakalmış bir insanın gözlerine doğru elini uzattı ve salladı, hareket yoktu. Bir adım ileriye gitti, kimse fark etmedi. Sağa gitti, sola gitti, biraz koştu biraz yürüdü, kimse bir şey söylemedi.
Yazarken ne iyi gidiyor sıcacık çay. Çayı uzatıyor. Yanında bir soru kırıntısı. ‘’Ne uyduruyorsun ulan yine?’’ Bu da iyice yalancı yaptı beni. Uyduruyor muyum?