Maraşlı Yeşilgöz’ün Çağrısı
Kahramanmaraş’tan Ankara’ya doğru gelirken 50 kilometre sonra, şirin mi şirin Tekir beldesine varıyorsunuz. Bu beldeden geçerken sağınıza dikkatli bakarsanız, ağaçtan tabelalara, son derece derme çatma bir şekilde “Yeşilgöz” yazıldığını görüyorsunuz.
Şayet bu tabelayı basite almaz ve gösterdiği yöne giderseniz, tertemiz ve düzenli köy evlerinin arasındaki dolambaçlı yollardan bir km kadar gittikten sonra, berrak ve tabanı yeşil yosunlarla kaplı bir çay karşılar sizi. Gayrı ihtiyarı olarak, buraya Yeşilgöz diyenler doğru söylemiş gibi bir cümle dökülür dilinizden. Oysa durun; asıl bu cümlenin hakkını verecek olan mekâna varmak için iki yüz metre kadar daha ilerlemeniz gerekir. Bu iki yüz metreyi aracınızdan inerek yürüyerek geçmeniz, sizi yormak yerine dinlendirecektir. Çünkü artık Yeşilgöz sizi büyülü tahakkümüne almıştır.
Eğer elinizde bir fotoğraf makinesi varsa bu sakin berrak ve yeşil yeşil akan, her damlası etrafa cilve yapan çayın akışını, rengini, sakinliğini ve çevresinde ki ağaçları kucaklayışını alıp götürmek isteyeceksiniz.
Çayın üzerinde yapılmış olan basit metal köprü, çayla ve ağaçlarla öylesine bütünleşmiş ki bir an bu köprünün çevredeki ağaçlar gibi, topraktan yeşerdiğini düşünüyorsunuz. Sanırım bu düşüncede, çevredeki tepelerin dinginliği, Aralık ayında ki gökyüzünün enginliği ve güneşin insan tenini okşayan sıcaklığı ile ağaçların sudaki aksi gibi insana huzur veren unsurların da etkisi var.
Eğer gördüğünüz bu güzelliklerle yetinmez, çayın etrafındaki mesire alanının içinden yürümeye devam ederseniz, yüz elli metre kadar sonra, sağlı sollu tepelerin bitiştiği yerde, çapı yaklaşık yüz metre kadar olan ve tabanı tıpkı yanından geçtiğiniz çaydaki gibi yeşil yosunlarla kaplı, berrak bir göl sizi karşılar. Göl kıyısından bir iki metre kadar ötelerde, gölün hızla derinleştiğini, bu mesafede bile derinliğin birkaç insan boyu olduğunu görebiliyorsunuz. En derin noktası ise yirmi dört metre.
Bu tepelerin arasında bir doğum yaşanıyor, sancısız, sessiz. Bir doğum yaşanıyor, dünya kurulduğundan bu yana süren ve dünyanın son bulacağı güne kadar sürecek. Bir doğum yaşanıyor, damla damla yol alarak varıp gideceği tarlalara, bostanlara, çayırlara hayat verecek. Ve bir doğum yaşanıyor binlerce doğuma vesile olacak.
Yeşilgöz bir çayı besliyor fakat kendisi nereden beslenir bu sürekli doğum için bilinmez ve gözle görünmez. Tahminler, 1800 metre yükseklikteki Keş dağında bulunan bir düdenden beslendiği yönünde.
Bu güzel gölden ayrılmak zor, fakat zorunlu. Keşke buraya aralık ayında değil de oturup piknik yapabileceğim bir zamanda gelmiş olsaydım diye, hayıflanarak veda ediyorum Yeşilgöz’e.
Okur Görüşlerine Açık Sayfa